Merhaba sevgili okuyucularımız.
Bu yazımızda size kalbinde Kâbe sevgisi ve ilgisi taşıyan birçok müslümanın aklına gelen bir soruyu cevaplandırıyoruz. Mekke’de, Mescid-i Haram’ın içinde, özellikle Kâbe’nin içinde ne var, Kâbe’nin altında kimin mezarı var? cevaplandırmaya çalışacağız. Okuyacağınız bu yazı için birçok kaynaktan yararlandık ve farklı rivayetleri derledik. Rivayetleri eklemekten maksat, hakkında kesin bilgilerimizin olmadığı fakat halk arasında iştihar eden (yani meşhur olan) hikayeleri de yakından tanımaktır. Umulur ki, birçok yanlış bilginin izale edilmesinde ve daha da şöhret bulmasında bir engel oluruz. Şimdi konumuza geçelim.
Kâbe’nin Özet Geçmişi
Kısaca hatırlatmak gerekirse Kâbe, Mescid-i Haram içerisinde ki özel bir yapının adıdır. Bu yapının banisi ve mimarı, Hz. İbrahim ve yardımcısı (hem de oğlu) Hz. İsmail aleyhimesselâm’dır.1
Rabbimiz subhanehu ve tealâ dedi ki:
Ve o vakit İbrahim, (Allah’ın emri ile) Beyt’in (yani Beytullah olan Kâbe’nin) temellerini yükseltmeye başladı, İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin.
Görüldüğü gibi İbrahim AS, Beyt’in temellerini inşa etmiş ve oğlu ve yardımcısı İsmail AS ona yardım etmiştir. İbrahim AS, Kabe’nin temellerini, duvarlarını yükselttikçe kadem-i mübarekinin (ayaklarının) bastığı taş bir mucize eseri olarak Allah’ın izniyle yükselmeye başlamıştır.
Bu taş bugün halen mevcut olup, Kâbe’ye 15 metrelik mesafede bulunan Makam-ı İbrahim‘dedir, ziyaret edip görmek mümkündür (İnşâllah). Abdullah bin Amr’dan rivayet edilen bir hadis-i şerif’e göre Resulullah SAV buyurdu ki:2
Rükün (yani Hacer-ül Esved) ve makam (Makam-ı İbrahim) cennetin yakutlarından iki yakuttur ki Allah onların nurunu almıştır. Eğer onların nurunu almamış olsaydı onlar doğu ile batı arasını aydınlatırlardı.
Kabe’nin İlk İnşası Hakkında ki Rivayetler
Kâbe’nin ilk inşası hakkında Âdem zamanından beri var olduğu yer almaktadır. Bu rivayet çok meşhur olup hakkında kesin bir bilgiye, bir kaynağa ulaşılmış değildir. Kur’ân-ı Kerîm’de bunun hakkında ki ayet mezkur Bakara 127. ayeti olup İbrahim ve İsmail tarafından inşa edildiği açıkça söylenmektedir.
Yalnızca şu söylenilebilir ki ayet, “İbrâhim’e Kâbe’nin yerini hazırlayıp göstermiştik“3 ve “Âlemlere bereket ve hidayet menbaı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabet) , Mekke’dekidir (Kâbe’ir.)” ifadesi de bu düşünceyi bir vechiyle desteklemektedir. Fakat mezkur ayât, bunu kesin olarak doğrulamaz.
Kabe’nin İçi Hakkında
Kâbe’yi bilen, gören herkesin aklına gelecek en muhtemel soru Kabenin İçinde Ne Var? olacaktır. Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, Kâbe mübarek ve kutsal olmasının yegâne sebebi, Cenab-ı Hakk tarafından kıymet verilmesinden kaynaklanmaktadır. Ayet-i Kerime’de “Evim” dediği, “Beytim” dediği bu mübarek yapının içinde herhangi bir nesnenin olup olmaması, onu elbette kıymetten düşürmeyecektir. Zira Kâbe’de somut bir farklılık aramak şekilciliğin bir türüdür. Zaten şekilciliğin zirve yaptığı Cahiliye Döneminde, bu kutsal mabed putlarla doldurulmuş; süslerle, adaklarla donatılmıştı. Ve Hakk Teala, Mekke’nin fethinden sonra bu mabedden putların ve idollerin atılmasını emretmiştir.
Kabe’nin İçinde Ne Var?
Kabe içerisinde bulunmaktadır.
- Kâbe’yi ayakta tutmak için sütunlar vardır.
- Kabe’nin damına çıkmak için bir merdiven bulunmaktadır.
- Merdiven girişinde eskiden üzerinde tövbeyle ilgili Tahrim Suresi’nin 8. Ayeti yazılı olan bir perde vardı.
- Şimdi bu perde yerinde bir kapı yaptırılmış olunup bu kapıya Tevbe Kapısı denmiştir.
- Bunlardan başka türlü buhurdanlıklar, zemzem testisi ve ahşap mamül birçok nesneler, altın yazılı levhalar bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere Kâbe’nin içinde türlü amaçlar için kullanılan veya dekoratif olarak kullanılan malzemeler yer almaktadır.
Kabe’nin İçinde Put Var Mı?
Mekke’nin fethinden önce Kabe’nin içinde Cahiliye Dönemine ait birçok put vardı. Bu putlar, bazı kabilelerin Tanrı veya Tanrı’ya ulaşma aracı olarak kabul edilirdi. Fetihten sonra elhamdulillah bu putlar atılmış ve yok edilmiştir. Bu nedenle Kabe’nin içinde put yoktur. Kabe putu diye bir şey de yoktur. Kabe’nin İçinin Putlardan Temizlenmesi hakkında ki bir makale için tıklayın.
Kabe’nin İçinde Kimin Mezarı Var?
Kabe’nin içinde mezar, türbe, yatır vb. hiçbir şey yoktur. Kabe’nin içinde kimin mezarı var, Kabe’nin altında kimin mezarı var, Kabe’de kimin kabri var gibi sorular birçok kaynaksız-mesnedsiz rivayetin ümmet içinde iştihar bulmasından kaynaklanmıştır.
Kabe’de 70 Peygamberin Kabri Vardır
“Kâbe’nin etrafından üç yüz peygamberin kabri vardır. Bunların yetmiş tanesi Haceru’l Esved ile Rukni Yemâni arasındadır. Kavimleri helak olan peygamberlerden Hz. Nuh, Hz. Hûd, Hz. Salih ve Hz. Şuayb’ın kabirleride Zemzem ile Hicr arasındadır.”
Bu ve bunun gibi birçok kaynaksız rivayet, internet ortamlarında sahipsiz olarak gezmektedir. Hz. Muhammed (SAV)’dan önce ki peygamberlerin bilinen bir kabirleri yoktur. Hikmet-i İlâhi’den sual olunmaz.
Beyhakî’den bir hadis-i şerif’e göre Resulullah (SAV) buyurdular ki:
“Allah, bir nebînin ruhunu, kendisinin medfun olmayı arzu ettiği yerden başka yerde almaz.”4
Kabe Put Mudur?
Hayır, asla değildir. Ne yazık ki İslam dinini rencide etmek için türlü bahane arayanlar Kabe’ye zaman zamana put benzetmesi yapmaktadır. Halbuki putun ne olacağı veya ne olmayacağı İslam dininin tartışma konusudur. Ne Kabe, ne Hacer-ül Esved, ne Mültezem put değildir. O halde neden Kabe’ye secde, neden Hacer-ül Esved’e buse edilir, neden makam-ı İbrahim namazgah edinilir?
Çünkü Allah böyle emretmiştir. Kabe’ye secde etmek Allah’ın emridir, Hacer-ül Esved taşını istilam etmek Allah’ın emridir, makam-ı İbrahim’i namazgah edinmek Allah’ın emridir. Allah’ın emrettiğini yerine getirmek put olmaz. Allah secde etmek için Kıblegâh olmak üzere Kâbe’yi murad etmiştir. Kâbe’den önce Mescid-i Aksa Müslümanların kıblesi idi. Ayetten sonra bu kıblegah değişmiştir.5 Görüldüğü üzere Allah’ın bizim için tâzim ettiği ve şereflendirdiği Beyt-i Atik olan Kâbe, hakk Subhanehu ve Teala tarafından gösterilen bir hedeftir. Onun buyruğuna uymak onun yolundan sapmak anlamına geldiğini düşünenler, muhakemesi zayıf olan kimselerdir.
Hatırlayınız ki Allah, Adem’e secde edilmesini emretmişti. O halde Adem’in Tanrı olduğu yargısına kapılmak cehalettendir.
Yine geçmişte olduğu gibi Kâbe zaman zaman yıkılıp onarılan, zaman zaman tadilat yapılan, zaman zaman üzerinde çeşitli tasarruflarda bulunan bir binadır. Kabe’yi tamir etmek için taşlar değiştirilebilir ve bu taşlara bir kutsiyet atfedilemez.
Putun ne olacağını Allah ve Resulü bildirmiştir. Ne olmayacağını dahi Allah ve Resulü bildirilmiştir. İnancı zayıf kimselerin inanç sahibi olanlara “şirke giriyorsunuz” demesi gülünç bir hadisedir.
Diğer makalelerimize de göz atın:
>> Neden Mescid-i Haram’a “Haram” Denildi?